Narköy, 1.200’ün üzerinde atalık tohum ve bu tohumlardan yapılan organik tarım, atları, büyük baş ve küçük baş hayvanları, arıları ve sayısız çeşit bitkisi ile organik bir tarım çiftliği ve yaşam merkezi olarak hizmet veriyor. Nardane Hanım, İşletmesini, büyüyen bir çocuk gibi doğayla uyumlu, doğa ve teknolojinin birlikte kullanıldığı bir sistem olacağını düşünüyor. Bunu yaparken; sağlıklı, ekolojik ve sürdürülebilir anlamda çok daha geniş kitlelere ulaşan bir oluşum olmasını hayal ediyor.
Nardane Kuşçu'nun kurduğu Narköy, 1.200'ün üzerinde atalık tohum ve bu tohumlardan yapılan organik tarım, atları, büyük baş ve küçük baş hayvanları, arıları ve sayısız çeşit bitkisi ile organik bir tarım çiftliği ve yaşam merkezi olarak hizmet veriyor.
1954 yılında doğan Nardane Hanım, çocukluğunun Çukurova'nın Ceyhan Köyü'nde babaannesinin peşinde bahçelerde, ormanlarda geçtiğini söylüyor. Emekli ilkokul öğretmeni Nardane Kuşçu, her ne kadar çalışma hayatının içinde olsa da toprakla bağını hiç kaybetmiyor. Doğadan kopuk bir hayatın mümkün olabileceğine hiç inanmıyor.
Düşünü kurduğu tesis için doğru araziyi bulabilmesi bir yıldan daha uzun bir zamanını alıyor. İlk iş olarak içerideki metruk durumdaki çiftlik evini yeniden canlandırıp, ellerindeki atalık tohumları küçük bir alana ekerek başlamak oluyor.
"Biz "düşü olmayanın işi olmaz" diye başlamıştık ve "ulaşılabilecek kadar yakın, doğal olabilecek kadar uzak" bir yer arıyorduk ve amacımız "bir köprü" olmaktı."
Tesisin büyük kısmını tamamen doğal ısıtma ve soğutmaya sahip, betondan temeller üzerine kurulmuyor ve kaldırılsa bile 6 ay sonra doğanın yeniden eski halini almasını sağlayacak binalar inşa ederek, atıkların büyük çoğunluğunu “permakültür” ilkeleriyle çiftliğinin sınırları içinde yeniden değerlendirecek sistemler kurarak geliştiriyor.
"Doğayı modelleyerek öğrenmeyi sağlamak, en önemli sürdürülebilir eğitim yöntemlerinden biridir. Narköy serüvenine, bu süreci baştan sona yaşatabilmek ve beraberce yaşayabilmek amacıyla başladık."
Çocukluğundan beri tohum biriktiriyor. Dönüşümü sağlayan bu çok kıymetli tohumlar yıllar içerisinde birikmiş ve Narköy'deki tohum bankasında korunuyor. Bir kısmı toprakla buluşuyor ve yeniden tohumları toplanıyor. Bu döngü böyle sürüyor. Tohum bankasında kayıt altında 846 çeşit tohum bulunuyor. Bunların büyük kısmı ekiliyor ve yeniden tohum verdiğinde toplanıyor.
Tohum topu yaparak ekosisteme destek olmak gerekliliğini şu sözlerle hatırlatıyor;
"Tohum topu yapmak için önce biraz killi toprak alırsınız. Farklı tohumlarla karıştırıp ya bahçenize ya da doğaya atabilirsiniz. Ayrıca evinizdeki meyve çekirdeklerini bile dışarıya atın. Üç tanesi bile çıksa çeşitlilik devam eder."
İşletmesini, büyüyen bir çocuk gibi doğayla uyumlu, doğa ve teknolojinin birlikte kullanıldığı bir sistem olacağını düşünüyor. Bunu yaparken; sağlıklı, ekolojik ve sürdürülebilir anlamda çok daha geniş kitlelere ulaşan bir oluşum olmasını hayal ediyor.
"İnsan beyni aldığı gıda ile çalışır. Aldığınız gıdanın kalitesi makinenin nasıl gideceğini belirler. Doğal gün ışığı ile çalıştığınızda, gün ışığı gözbebeklerinize girdiğinde mutluluk hormonu üretirsiniz. Mutluluk hormonu da gülmenizi sağlar. Güldüğünüzde daha çözüm odaklı olursunuz"
diyen Nardane Kuşçu, kaliteli yaşamın formülünü ise şöyle tanımlıyor: "İyi uyku, iyi su ve oksijen."